Felsefe ve din alanında araştırmacı Ahmed Şahgoli “Allah'ın varlığı Kur’an’da ispatlanmış mıdır?” başlığı altında bir toplantıda açıklamalarda bulundu. Özet metin şöyledir:
Ankebut suresi, 61. ayetinde şöyle buyruluyor:” Şayet o inkârcılara, “Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı yasalarına boyun eğdiren kimdir?” diye soracak olsan, hiç tereddütsüz “Allah’tır” derler. O halde haktan nasıl yüz çevirirler? “ Yani, gökleri ve yeri yaratan kimdir diye müşriklere sorsanız, mutlaka Allah'ın işidir derler.” Bu ayet, Kur’an'ın birçok yerinde bu tür ifadelerle geçmektedir Allah’ın varlığı apaçık bir meseledir ve bu sebeple Allah’ın varlığına dair hiçbir delil sunulmamış ve bu konu ele alınmamıştır.
İnsan saf ve temiz olması, ilâhi emirlerin kabul edilmesini gerektirir
Allah’ın varlığı apaçık ortadadır ve müminlerin bir tartışmaya girmeleri doğru değildir ve fıkhın kesin temellerinden biri olduğu için dini tartışmalarda yeri yoktur. Kur’an’da böyle bir konunun yer almamasının bir başka nedeni de, insanın Allah’ın varlığını her zaman kabul etmiş olması nedeniyle, Allah’ın varlığının en yüksek zatî esaslar arasında yer almasıdır. Ve “yüce bir varlığa tapınmak güzeldir” ilkesi tarih boyunca insanlar arasında hep var olmuştur.
Bu arada insanın ilâhî hükümleri kabul etmesi için bir nevi safiyete sahip olması gerekir, ancak inat bazen insanı hakikate ulaşmaktan alıkoyar.” De ki: “Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz!” (Mülk suresi,23. ayeti)
Doğduğunda hiçbir bilgiye sahip olmayan insana bilgi vasıtalarından kulaklar, gözler ve kalpler (akıllar) verildiğinin hatırlatılması, insanın en değerli ve ayırıcı niteliğinin gözlem ve düşünme kapasitesi olduğuna ve bu nimetleri verene şükretmek gerektiğine işaret eder.
Kur’an’da akılcılığa teveccüh edilmesi
Kur’an da inkar edenlerin mucizelere rağmen iman etmeyeceği bildirilmiştir: “Kendilerine bir mûcize gelirse ona mutlaka inanacaklarına dair Allah adına kuvvetle yemin ettiler. De ki: “Mûcizeler ancak Allah’a aittir.” Ama mûcize geldiğinde de inanmayacaklarının farkında mısınız?” (En’âm suresi, 109. ayeti)
Soru şu ki, İslami hükümler akılcı mı yoksa nefsani heva ve heveslere mi tabi? Kur’an’da akılcılığa dikkat çeken 300 aşkın ayet bulunmaktadır. Kur’an’a göre Allah’ı inkar etmenin hükmü nefsi heveslerden kaynaklanmaktadır. İlginçtir ki Kur’an’da düşmanca, inatçı davranan ve sevgili İslam Peygamberi’nin (s.a.v.) talimatlarını kabul etmeyenler Allah’ı kabul eden müşriklere benzetilmiştir. Ancak onlar Peygamber Efendimize onunda kendileri gibi bir beşer olduğunu ve Allah tarafından gelmediğini söylemişlerdir.