IQNA

İslam ve Orta Asya devletleri arasındaki ilişkiyi etkileyen faktörler

10:45 - June 23, 2020
Haber kodu: 3469991
Çalışmalar, Orta Asya devletlerinde İslam özgürlüğüne rağmen, Sovyet döneminde ve 1990'lara kadar Stalinist ayrımcı "vicdan özgürlüğü" yasasında olduğu gibi dine ve toplum üzerindeki etkilerine hala karşı olduğunu gösteriyor.

IQNA’nın raporuna göre, Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Kırgızistan vb. ülkeler dahil olmak üzere eski Sovyetler Birliği'nde hükümet ve İslam arasındaki etkileşimlerin ve ilişkilerin geliştirilmesi ve bu ilişkinin özelliklerini etkileyen faktörler, bugün bu ülkelerdeki çeşitli araştırmacılar ve Orta Asya'da bu konuyu araştıran diğer araştırma merkezleri tarafından incelenen konulardan biridir.

Kırgızistan’daki İran Kültür Ataşeliği'nin açıklamasına göre, din ve hükümet arasındaki ilişki, özellikle dinin sadece iç politikada değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde de önemli bir faktör olduğu dünyadaki tüm ülkeler için en önemli konulardan biridir. Kuşkusuz, sosyo-kültürel bir fenomen olarak dinin toplum üzerinde ve hükümetinde toplum üzerinde güçlü bir etkisi vardır.

Buna ek olarak, Din ve hükümet arasındaki ilişkinin doğası açısından, devletin müminlere ne ölçüde saygı duyduğunu ve güçlü bir ideoloji ile sivil toplum örgütüne yaklaşımını değerlendirmek ayrıca, bu özelliklere dayanarak, bu hükümette insan haklarının ve özgürlüklerinin gerçekleştirilmesi hakkında değerlendirme yapmak ve sonuç çıkarmak da mümkündür.

Din ve devletin ayrılması ilkesi

Din ve hükümet ilişkisi konusunda uzmanlar, bu ilişkileri sınıflandırmak için farklı hipotezler ve seçenekler sunmaktadır. Dünyada din ve hükümet arasındaki ilişkinin yasal alanında aktif Rus araştırmacı N.V. Valodina, Din ve hükümet arasındaki etkileşimleri sınıflandırmanın temelinin, din ve devletin ayrılması ilkesine dayandığına inanmaktadır.

Amerikalı araştırmacı K. Dorm ayrıca din ve hükümet arasındaki ilişkiyi sınıflandırmanın temelinin dini özgürlük derecesi, yani devletin dini etkileme derecesine hükümet ve dini kurumların entegrasyonu oranına bağlı olduğuna inanmaktadır. Eski Sovyetler Birliği-Orta Asya'da hükümet ve İslam arasındaki ilişkinin özelliklerini incelemek, uzak geçmişte bu ülkelerin kültürel ve tarihi bağları ve ortaklıkları olduğu gibi siyasi, ideolojik, yasal, sosyal ve ekonomik alanlarda 70 yıl bir arada bulunduğunu göstermektedir.

Din ile açıkça mücadele

Sovyet döneminde din ve hükümet arasındaki ilişki üzerine yapılan eski bir çalışma, bu dönemi totaliter bir ateizm modeli olarak görmemizi sağlar. Vicdan ve din özgürlüğünün resmi açıklamasına rağmen, pratikte Bolşevikler, ortaya çıkışlarının ilk günlerinden itibaren, dine ve toplumdaki tezahürlerine açıkça karşı çıkıyorlar. 1990'lara kadar, Sovyet döneminde, Stalin'in "vicdan özgürlüğü" ayrımcı yasası hüküm sürdü. Ülkede vicdan ve din özgürlüğü ilanının aksine, uygulamada, sadece ateist devlet ideolojisi teşvik edildi. Hükümet dini tamamen ideolojik çıkarlarına tabi kıldı. Sovyet hükümeti dini gruplara yardım etmeyerek bağımsız bir gelir elde etmelerine de izin vermedi. Onlar sadece insanların dini ihtiyaçlarını karşılama hakkına sahiptiler.

Aslında dini grupların aktif camilerdeki faaliyetleri, Sovyetler Birliği Komünist Partisi ve Sovyet hükümetinin politikasını yaymaktı. Hükümet dinin sadece sosyo-politik alana girmesine izin vermekle kalmadı, aynı zamanda din ile mücadele etti. Onu kültür, gelenek ve görenek, günlük yaşam da dahil olmak üzere tüm alanlardan sildi.

Başka bir deyişle, devlet ve din arasında bir duvar vardı ve bu duvarın arkasında Sovyet ateist ideolojisinden gelen sıkı baskı dini inançları bastırdı. Hükümet din adamları üzerindeki kontrolü sıkılaştırmıştı. En ufak şekilde dine bağlı olursa sınırdışı edilirdi.

3906171

Etiketler: islam ، orta asya ، din ، devlet ، ilişkiler ، müslüman
captcha