Töhmet ve iftiranın insanlar arası ilişkilerde yıkıcı etkisi diğer sözlü zararlardan daha fazladır ve toplumsal ilişkiler üzerinde de yıkıcı etkileri vardır. İslamda bu tür davranışlara yer yoktur. Çünkü eğer toplumda bu tür davranışlar yayılırsa toplum üyeleri artık kendilerini huzurlu ve güvende hisssetmeyecektir. Bu durumda toplum üyeleri arasında işbirliği ve yardımlaşma anlayışının iyi olmaması nedeniyle toplum yıkıma doğru hareket edecektir. Hz Musa (as)'ın dediği gibi: “Şeytan insan suretinde geldi ve: Musa! Bir toplumu güvensiz hale getirmek istiyorsam o toplumdaki iftirayı arttırırım ve toplumdaki iftirayı arttırmak için gıybet zeminini hazırlarım çünkü bir toplum gıybetten muzdaripse gıybetten de zarar görür. “
Birine iftira atmaktan veya kötü sözler duymaktan kaçınmak için Müslümanların dil, kulak ve göz gibi vücut organlarına dikkat etmesi emrolunmuştur. Bu durumda, dil, kulak, göz de dahil olmak üzere vücudun her uzvu, bir şey söylemeden, duymadan, görmeden önce yaptığı hareketten emindir. İsra suresi 36. ayetinde şöyle vurgulanmıştır: “ Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur. “
Bu durumda mesnetsiz sözlerin ve gereksiz söylentilerin yayılması önlenecek ve toplum sağlığı güvence altına alınacaktır. Sağlıklı bir toplum, iftira ve söylentilere karşı duyarlıdır ve bireylerin karakter ve itibarının zedelenmesine izin vermez. Nur Suresi 12. ayeti bir soru ile bu konuyu şöyle vurguluyor: “ Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de, “Bu, apaçık bir iftiradır” deselerdi ya! “
Bu ayet, Müslüman toplum üyelerinin birbirlerine karşı birlik ve beraberlik içinde olması ve iftiraların yayılmasını önlemesi gerektiğini göstermektedir. Hatta bunun da ötesinde başkalarına yönelik her türlü iftirayı kendilerine yapılmış bir iftira olarak görürler.
2677788