IQNA

Kur’anî şahsiyetler / 30

Bir taş parçası tarafından öldürülen güçlü bir komutan

10:01 - February 07, 2023
Haber kodu: 3479208
Kur’ani şahsiyetlerin hikayeleri arasında, efsanevi özelliklere ve davranışlara sahip insanlara rastlıyoruz. Örneğin bazıları Câlût’un üç metre boyunda ve özel bir güce sahip olduğunu ancak küçük bir taş parçasının ölümüne neden olduğunu söyler.

Câlût 1000 yıl önce yaşamış olup İsrailoğulları’na karşı verilen savaşta Filistin ordusunun komutanıydı ve Davud (as) peygamber tarafından öldürüldü. Tarihi kaynaklarda Câlût yiğit ve dev gibi bir savaşçı, Filistin ordusunun komutanı ve bir kahraman olarak anılır. Bazıları onun Mısırlı Kıpti olduğuna inanırken, bazıları da Hz Nuh’un (as) oğlu Ham'ın soyundan geldiğini söylüyor.

Câlût, Cett şehrinde (Filistin'deki Gazze'nin güneydoğusunda) doğdu ve yaşadı. Câlût ve halkının yaşadığı yerin de Mısır ile Filistin arasındaki Akdeniz kıyısı olduğu bildirilmektedir.

Onun olanüstü bir cüsseye sahip olduğu ve boyunun üç metre olmasının yanısıra İsrailoğullarına karşı savaşta çok ağır savaş teçhizatı taşıdığı söylenir.

Câlût, Beni İsrail üzerinde hakimiyet kurdu ve onları topraklarından çıkardı. Bir kısmını da köle olarak aldı. Câlût’un Beni İsrail’e karşı kazandığı zaferin, Hz Musa’nın (as) ölümünden yaklaşık 250 yıl sonra olduğu zikredilir.

Tâlût liderliğindeki Beni İsrail’liler Câlût ile savaşmak için hazırlandılar. İlâhi sınavlara tabi tutulan Tâlût ordusundaki askerlerin çok azı  bu sınavlardan geçti ve sayıca üstün olan Câlût ordusunun karşısında durdu.

Câlût savaşta bir fil veya ata binmiş ve tamamen silahlanmıştı ve Tâlût’un askerlerinin moralini bozmaya çalışıyordu. Ama sonunda Allah’ın izniyle Davud Peygamber’in bir taş atmasıyla alnı yarıldı ve öldü. Câlût’un ölümünden sonra Filistinliler yenildi ve Beni İsrail’liler topraklarına geri döndü.

Câlût ismi Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresi 249-251. ayetlerinde üç kez zikredilmiş olup Câlût'un İsrailoğulları üzerindeki hakimiyeti ve bu iki grup arasındaki savaşa işaret eder:

“Tâlût askerleriyle birlikte ayrılıp sefere çıkınca, “Allah muhakkak sizi bir nehirle imtihan edecek; kim ondan içerse benden değildir, -eliyle bir avuç alan müstesna- ondan tatmayan da bendendir” dedi. İçlerinden pek azı dışındakiler ondan içtiler. Kendisi ve onunla beraber inananlar nehri geçince “Bugün Câlût’a ve askerlerine karşı bizim gücümüz yok” dediler. Allah’a kavuşacaklarını umanlar ise, “Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir” dediler.”

“Câlût ve askerlerinin karşısına çıkınca da “Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” diye niyazda bulundular.”

“Sonunda Allah’ın izniyle onları yendiler, Dâvûd da Câlût’u öldürdü ve Allah ona hükümranlık ve hikmet verdi, ona dilediği şeyleri öğretti. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmı ile diğer kısmını engellemesi olmasaydı yeryüzünde düzen bozulurdu. Fakat Allah’ın âlemler için büyük lütufları vardır.”

Bazı müfessirler İsrâ suresinin 5. ayetininde Câlût’tan ve onun Beni İsrail üzerindeki hakimiyetinden söz ettiğini söylemektedir. 

“ Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.”

Bu ayetler Beni İsrail’in kibrine ve bozgunculuğuna ve Allah’ın her seferinde onların gururunu kırmak için kullarından bir grup görevlendirmesinden bahsetmektedir.

İncil’de Câlût’un İsrailoğulları üzerindeki hakimiyeti ve İsrailoğulları ile Filistliler arasındaki savaş ayrıntılı olarak anlatılır.

Bazıları iki grup arasındaki mücadelenin Ürdün’de olduğunu söylerken bazılarına Câlût’un öldürüldüğü Filistin olduğundan bahseder.

 

captcha