Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler zannetmeyin

TAHRAN (IQNA) – Allah yolunda canını veren ve şehitlik mertebesine ulaşan kimseye nimetler verilecektir. Hak ve adalet yolunda şehit olurlarsa bu ölmek değil yeniden hayat bulmaktır.

Al-i İmrân suresi 169-171. ayetleri: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma! Bilâkis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleriyle sevinçli bir halde rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehid kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.”

“Onlar Allah’tan gelen bir nimet, bir lütuf sebebiyle ve Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesi ile de sevinç içerisindedirler.”

Canlarını, özgürlük ve toplumun yükselmesi gibi kutsal hedefler uğruna feda eden cesur insanlar hem Allah katında hemde insanlar arasında yüce bir konuma sahiptirler.

Allah yolunda öldürülmek sadece fiziki ölümle sınırlı olmayıp, bu dünyada yaşarken de Allah’ın aşkı tecelli edebilir.

Hakkı, adaleti, insanlığı, insan onurunu ve maneviyatı yüceltme yolunda canlarını feda edenler, zaten zahirî fedakarlıktan önce canlarını  Allah’a teslim etmişlerdir ve bu fiziki ölüm, nefsin fedakarlığının yalnızca bir teyit edilmesidir.

Allah yolunda öldürülmenin esası, nefsin ve sevgilinin güzelliğinin perdesi olan nefs ve derunî şeytanı öldürmektir. Fiziksel ölüm ise , ruhun çehresindeki perdenin kaldırılmasından başka bir şey değildir.

Allah yolunda canını feda eden kimse cananın  sevgisiyle dirilir. Allah’ın kendisine lütfundan verdikleriyle sevinir mutlu ve mesuttur. Şehadet eğer hak ve adalet yolunda ise bu can kaybı veya ölmek değil aksine hayat bulmaktır.

Hak yolunda olanların şehadeti kalplerdeki ölüm korkusunu ortadan kaldırır. Hakka tapanların liderinin Aşura günü öğle saatlerinde insanların ve meleklerin gözü önünde gösterdiği şey budur.

Üstad Hüseyin Muhyiddin Kumşei’nin “Kur’an ile 365 gün sohbet” kitabından alıntıdır.

4119833